3 Nisan 2010 Cumartesi

Geziyoruuz...Vol.2.

6-7 Mart tarihlerinde Bolu'daydık. Orda Bolu Termal otelde konakladık .İnanılmaz şifalı bir suyu var termal banyoları sevenler 1 kerede olsa gitmeliler.Bizim 2 gidişimiz tabi Demir'le ilk :)
Ben Termal banyoları çok severim senede 2-3 sefer gideriz eşimle.Şimdi sırada Göynük Kaplıcaları var ama heralde önümüdeki kışa kalıcak bu planımız bu sene bahar geldi artık yaz da yakında kapıyı çalacaktır.

Tabii ki Demir çok küçük olduğu için o bu sudan faydalanamadı. Belki seneye o da bu şifalı sularda kendince oynayabilir:) Cumartesi sabahı yola çıktık erkenden daha kahvaltı bile etmemiştik dişimizi Sapancaya kadar zor sıktık. Sapancada güzel bir kahvaltı onrası yolumuza kaldığımız yerden devam ettik. Otele geldiğimizde saat 12:00 yi gösteriyordu henüz. Hemen odalarımıza yerleştik üzerimizi değiştirdik ve kapalı havuzda aldık soluğu öyle iyi geldiki. Yazı bol bol yüzerek geçiricem diye söz verdim kendi kendime. Yüzmek kadar güzel ve rahatlatan bir spor olamaz heralde . Ardından Termal havuzlara yöneldik. Bu arada Demir'e anneannesi bakıyodu.Sonra görevleri değiştirdik biz mayışmış ve yarı uykulu bir halde odamıza geldik kısacık bir uykunun ardından Demir uyanınca onunla oyuna daldık. 

Derken akşam yemeği için yemek salonuna indik Demirde mamasını güzelce yiyip uyudu canlı müzik vardı o seste hiç rahatsız olmadan bizide hiç rahatsız etmeden mışıl mışıl uyudu akıllı oğlum benim.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra otelden ayrıldık ve etrafta dolaşmaya başladık .E Boluya gidipte bazı güzellikleri görmeden dönmek olmazdı dimi ama.

 

Bizde ilk önce otele 7 km uzaklıktaki Gölcük e gittik gerçekten çok güzel bir yer göldeki manzarada muhteşem resim gibi.Daha sonra Abant'a çıktık.Büyük Abant Otelinin Roof unda kahvelerimizi yudumlarken bu muhteşem güzelliği seyrettik . Artık dönmenin vakti gelmişti yavaş yavaş yola koyulduk.
Dönüşte Kurtköy'de bulunan çok büyük bir Outler olan ViaPort'a uğramadan da geçemedik. Aşağı yuları bütün mağazaların outletini bulmanız mümkün. Eğer yolunuz ordan geçerse mutlaka uğrayın.
E bu kadar dolaştıktan sonra eve gidip bir de yemek hazırlamak olmaz dimi onu da Balat'ta çok meşhur güveçte kurufasulye yapan bir yer var orda yedik şimdi adını hatırlayamıyorum ama kurufasulye seviyosanız yolunuzda Balat'a düşerse yemeden geçmeyin derim.





Geziyoruuz...



Biz dışarı çıkmayı gezmeyi çok seven bir aileyiz.Hatta öyle çok dışardayız ki evi otel gibi kullanıyoruz . Her sabah maceramız anneannemize giderek başlıyor. Havalar güzelleştikçe de gezme durumumuz daha çok artıcaktır. Azıcık güneş gördükmü hemen dışarı atıyoruz kendimizi ilk durağımız sahibi olduğumuz çiçek mağazamız.Etraf öyle renkli ki Demir bu duruma bayılıyor. Etraf dükkanlardakiler de Demir'e bayılıyor. Arabasını gördülermi herkes sevmek için mutlaka mağazaya giriyor:)


Demir dışarı çıktığında bambaşka bir adam oluyor. Ses kesiliyor hemen etrafı incelemeye başlıyor o kadar uslu bi çocuk oluyor ki inanamazsınız. Etrafa bakmaktan yorgun düştüğündeyse gözlerini kapatım mışıl mışıl uykuya dalıyor.



 Bu arada Demir alışveriş merkezlerinide çok seviyor çok ışıklı rengarenk yerler çok dikkatini çekiyor çünkü.Mağazalara deli gibi bakmaktan kendini alamıyor.Burda İstinye Park'ın pazar bölümünde anne ve babası arkadaşlarıyla türk kahvesi keyfi yaparken Demir'de uslu uslu mamasını içiyo hem de küçücük boyuna bakmadan biberonunu kendisi tutarak:) kapatıp mışıl mışıl bir uykuya dalıyor.