2 Nisan 2010 Cuma

HOŞGELDİN OĞLUM...
Aslında nasıl ve nerden başlayacağımı bilemiyorum..
Ama şu anda daha dünyadan bihaber olan oğluma, anlamaya başladığında bebekliğine, çocukluğuna dair bir şeyler bırakmak için bi yerden başlamam lazım.

Canım oğlum...
Biz babanla;
14 Eylül 2004 Salı günü ortak bir arkadaşımızın sayesinde tanıştık,
22 Eylül 2005 Perşembe günü aile arasında sözlendik,
22 Eylül 2006 Cuma günü düğün gibi güzel bir gecede nişanlandık,
20 Mayıs 2007 Pazar günü saat 19:50'de dedeni kaybettik,
01 Eylül 2007 Cumartesi günü saat 16:45'te Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezinde hüzünlü,buruk bir nikah töreniyle evlendik , biz olduk.
25 Mayıs 2009 Pazartesi günü hamile olduğumu öğrendik babanla zaten tahmin ediyorduk
çok sevindik ve sağlıkla dünyaya gelmen için dua etmeye başladık.
21 Temmuz 2009 Salı günü cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendik ve o andan itibaren her yeri toz mavi görmeye başladık:)

Seni öyle bir heyecanla bekledik ki inanamazsın.
Artık geceleri uyuyamaz hale geldim babanda farkında. Her sabah daha yorgun kalkıyorum ve her sabah babana Ferhat bey'le konuşup bi an evvel dünyaya gelmen için konuşmasını istiyorum. En sonunda 38hafta 3 günlükken yani 22 Ocakta doğmana karar veriyoruz.
Artık son hazırlıklar başladı, anneannen lohusa şerbetini hazırladı,babanla hastane çantamızı hazırladık ben her akşam ya bi eksik bulup ilave ediyorum ya da babanın zoruyla 1-2 parça eşyayı çantadan çıkarıyorum.21 Ocak'ta heyecan tavan yapmış durumda ama ben hala sokaklardayım. Kuaför işlerimi hallediyorum, aklımda kalan son pijama takımı için alışverişe gidiyorum yani anlayacağın son günde bile hareket halindeyim."Doğum ne zaman?" diye soranlara sırıtarak "YARIN" diyorum. Akşam eve geldiğimde babanı beklerken zaman akıp gitmiyo. Ha bugun ha yarın düzelteceğim dediğim gardrobumu bu arada düzeltiyorum kan ter içinde sende habire tekmeliyosun "GELİYORUM ANNE AZ KALDI" dercesine.Baban geldikten sonra hafif bir yemek sonrası sabah giyeceklerimizi hazırlıyoruz ve erken kalkmak için yatıyoruz. Ama gözüme damla uyku girmiyo sabahı sabah ediyorum.Saat 06:30'da ayaktayız baban bile gayet hızlı ve soğukkanlı bi taraftan da beni sakinleştirmeye çalışıyo. Eşyalarımızı arabaya yerleştirip anneannenleri almak için yola çıkıyoruz.Onlarda çoktaan hazır. Sanki düğüne gidercesine yola koyuluyoruz.Hastaneye giriş yapıp odamıza çıkıyoruz.Hemşireler doktorlar gelip bilgi veriyolar, en son Ferhat bey gelip son bilgileri veriyor ve yavaş yavaş ameliyathaneye doğru gidiyoruz. Kapıda Ferhat bey karşılıyor telefonunu yatağıma koyuyor Barış Manço çalıyor. "Barış dolu bir bebek olsun barış dolu bir dünyada büyüsün" diyor.Herşey öyle hızlı oluyorki her zaman ağlayan ben gözümde 1 damla bile yaş olmadan etrafıma bakınarak uykuya dalıyorum.

22 Ocak 2010 sabahı 8:55 te dünyaya gözlerini açtın oğlum...
Adın Mehmet Demir oldu...


Ameliyathanenin kapısında baban,anneannen ve teyzen deliler gibi seni bekliyolardı.Hatta baban kendini tutamayıp içerden her çıkana bahşiş dağıtmış bana daha sonra anlattılar o kadar komikki gülmekten az daha dikişlerim açılacaktı.






Bu arada dünyaya Acıbadem Bakırköy Hastanesinde Dr.Ferhat Uysal tarafından ameliyathanede Barış Manco şarkıları çalarken ve Çiseren Korkut tarafından resimlerin çekilerek dünyaya geldin.

4380 gr,54 cm tam bir tosuncuk şeklinde doğdun annecim.
Seni ilk gördüğümdeki tepkim "ay bu çok çirkiiin" oldu kızma haksız sayılmam sende görünce aynı tepkiyi eminim sende vereceksindir. Doğal olarak çok şiştin uzun yoldan gelmiştin ve burnunda hafif bi yamukluk vardı.Korkma neyseki kısa sürede çok güzel bir bebek oldun.





Herkesi o simsiyah saçlarınla büyüledin.
her gelen gören saçlarına hasta oldu ve tabi badem gözlerine.
Doğum başladıktan kısa bir süre sonra Hüseyin abin odamızı çok güzel süslemişti. E tabi annen ve baban daha sen doğmadan herşeyi hazırlamıştı. Yağmurlu bir günde baban ve anneannenle Eminönü tarafına gittik tek tek seçtik seni güzel bir odayla karşılamak için. Herşeyi en ince detayına kadar elimizden geldiğince eksiksiz hazırladık.


Bütün sevdiklerimize haber verdik doğduğunu.Bizi sevenler sevdiğimiz tüm eş,dost,akraba doldu taştı hastane odamıza hemde dışarıda inanılmaz bir şiddetle yağan kara, karda felç olan İstanbula rağmen.



2 yorum:

  1. ayy çok güzel esracım ..
    ayy bu çok çirkiin deyişine çok güldüm

    YanıtlaSil
  2. hatta kızkardeşim kamerayla çekmiş sölemedim desem yalanım çıkar:)

    YanıtlaSil