9 Nisan 2010 Cuma

İLKBAHAR...


Oh be bu senede kış geçti bitti derken bir sabah gözümü açtığımda ne göreyim, Nisan ayına has yağmuruyla başlıyoruz güne.İlkbaharı çok sevmeme rağmen bu ara mevsimler aptala döndürüyor beni. Bir gün yazdan kalma güneş karşılıyo hooop ertesi gün bi bakıyosun ki hava kapalı ve yağmurlu, eee doğal olarak ne giyicem kabusu başlıyor.Eskiden evden çıkmadan camı açar dışardaki havayı bir koklar öyle giyinirdim.Şimdi ne mümkün Demir sayesinde yüzümü zor yıkıyorum resmen. Evde hummalı bir koşuşturma başlıyor benim için  sabah sabah.Çünkü Demiri hazırlayıp anneme bırakıp işe gitmem lazım.İyi ki annem,evim ve işim birbirine çok yakın ve Allahtan kendi işim de geciksemde sorun olmuyor ama sorumluluklar öyle bir üzerimde ki 10 dakika fazla yatamıyorum sanki kart basıcam işe gidince:) 


Sabah gözümü oğlumun gülücükleriyle açıyorum. Şunun şurasında 2,5 aylık ama her gün öyle bir gelişim ve değişim içinde ki şaşkınlıkla seyrediyorum. Daha kısa bir süre evvel gözünü açtığı an ağlamaya başlayan çocuk şimdi gülücükler atarak uyanıyor. Ohh git gide ağlamaları azalıyor çok şükür,çünkü inanılmaz bir sesi var, ağlamasına dayanamıyorum resmen her taraf inliyor bağırmaya başladığında. Dışarıdan duyan olsa " bu kadın kim bilir çocuğa ne yapıyor da bu kadar ağlatıyor" denecek kadar kuvvetli bir sese sahip:)).
Biraz yanıma alıp onun sabah neşesine katılıyorum tabi.O kadar şirinki anlatamam. Kendi kendine inanılmaz bir dil e sahip.Bazen agu'larla dolu bir cümle kuruyo hayretle bakıyorum ve çözmeye çalışıyorum " ne anlatıyo acaba?" diye soruyorum kendi kendime. Onu bu kadar neşelendiren ne:)
En sevdiği şey altının açılması deli oluyor altı açıkken inanılmaz seviniyor,napacağını şaşırıyor.
Nerden baksanız yaklaşık bir yarım saat böyle sevgi yumağı halinde geçiyoruz, bu arada da uyku halinden kurtulamayan babamıza tekrar sesleniyoruz uyanması için.Demirin kendi halinde durabildiği zamanlarda hemen evin içinde koşturmaya ve ortalığa çeki düzen vermeye,Demirin ihtiyaçlarını hazırlayıp çantasına koymaya çalışıyorum.Babası uyandığı an hemen onun kucağına teslim ediyorum ve giyinmeye koşuyorum.Demirin herşeyi hazır ve bende giyinmiş halde babamızın giyinmesini bekliyoruz ve hazır olduğunda dışarı atıyoruz kendimizi.Demir'in dışarıdayken ne kadar mutlu olduğunu söylemiştim heralde:) hiç sesi çıkmıyo yavrumun. Anneme geldiğimizde gene yukarı çıkarma görevi bana düşüyo 4 katı nefes nefese çıkıyorum. Kapıyı açan annem ve kız kardeşim resmen benim yüzüme bile bakmadan oğluma yumuluyolar.Demir artık emin ellerde bende gönül rahatlığı ile işe gidebilirim sonunda. 
Öğlene doğru hava güzelse dolaşmaya çıkıyolar ve tabi hemen yanıma uğruyorlar. Beyefendinin keyifi yerindeyse hemen emziriyorum az da olsa karnını doyuruyo.Mama dolu biberonumuz hep yanımızda. 

Her sabahımız aynı değil tabiiki. İş çıkışı eğer geç olduysa almıyorum eve Demir'i sabah aynı koşuşturmayı yaşamamak için. Anneme gidiyoruz böyle akşamlar da, eşimle yemeğimizi yiyip oğlumuzuda sevip evimize geliyoruz ya da arada ben kalıyorum eşim tek başına eve gidiyor.Bu İlkbaharı şimdilik böyle geçiriyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder